İslamiyet öncesi sözlü Türk edebiyatının devamı
niteliğindedir. Anadolu’da 13. yüzyılda başlamış günümüze kadar sürmüştür. Halk
Edebiyatı, sözlü edebiyatın uzantısıdır. Halkın yarattığı sözlü eserlerden
oluşur. Dil, biçim, konular, duyarlıklar bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya
bağlıdır. Halk arasında gelişen ve İslamiyet’ten önceki Türk edebiyatı
geleneklerinin uzantısı niteliği taşıyan sözlü bir edebiyattır. Bu edebiyatta
ortaya konan ürünlerde dil, biçim, konu ve duyarlıklar bakımından halk
kültürüne sıkı sıkıya bağlılık görülür.
Genel Özellikleri
- Şiirlerde söz sanatlarına yer verilmiştir.
- Şiirler, dörtlüklerle oluşturulmuştur.
- Dil; yalın, açık ve akıcıdır.
- Şiir musikiden ayrılmamıştır. Şiirler müzik eşliğinde sözlü olarak oluşturulmuştur. Şiir, saz şairi (ozan) ya da aşık denen kişilerce, “bağlama” adı verilen bir sazla söylenmiştir. Söz kadar ezgi de önemlidir.
- Şiirlerde kullanılan dil, halkın kullandığı, konuştuğu dildir. Bu nedenle sık sık deyimlere ve güzel halk söyleyişlerine yer verilmiştir.
- Asıl ölçü hece ölçüsü olmakla birlikte aruz ölçüsü de kullanılmıştır.
- Yarım uyak ve cinaslı uyak yaygındır.
- Genellikle hece ölçüsünün 7’li, 8’li, 11‘li kalıpları kullanılmıştır.
- Zaman zaman rediften de yararlanılmıştır.
- Şiirlerde az da olsa mecaz ve benzetmeler kullanılmıştır. “Boy serviye, yüz aya, kaş kaleme, diş inciye, yanak güle…” benzetilmiştir.
- Aşk, tabiat, ayrılık, hasret, ölüm, yiğitlik, toplum, din, zamandan şikayet sık sık işlenen temalardır.
- Halk edebiyatı daha çok şiir alanında gelişmiştir. Düzyazı örnekleri geri planda kalmıştır. Düzyazı türleri arasında masallar, bilmeceler, tekerlemeler, halk öyküleri, atasözleri ve halk tiyatrosunu sayabiliriz.
- Halk şairlerinin şiirleri ve yaşamları cönk adı verilen defterde toplanmıştır.
- Şiirlerde başlık yoktur, şiirler nazım biçimleriyle adlandırılır.
Halk Edebiyatı Dönemleri